Yumurtalıklardaki (over) yumurta hücreleri (oosit), ilk olarak erken bebeklik döneminde (hamileliğin 3. ayında) ortaya çıkar ve hızlı bir artışla hamileliğin ortasında (20. gebelik haftası) 6-7 milyona ulaşır. Gebeliğin 20. haftası, bir dişide yaşam boyu yumurta sayısının en fazla olduğu dönemdir. Bu dönemden itibaren artık artış olmaz, tam tersine azalma başlar. Yeni doğan kız çocuğunda yumurta sayısı 1-2 milyon adet iken ergenlik (puberte) döneminde sayı 300.000 civarındadır ve menopozda sıfır kabul edilir. Yaklaşık 35-40 yıl süren üreme (reproduktif) dönemi boyunca her adet döneminde belli sayılarda yumurta hücresi olgunlaşmak üzere yola çıkar (kohort), ancak sadece 1 tanesi olgunlaşmayı başararak yumurtlama (ovulasyon) sonrası döllenmeye (fertilizasyon) hazır hale gelir.
Kadın yaşı ilerledikçe yumurta hücre sayısı azalır ve bu azalma 37 yaşından itibaren hızlanır. Her ay olgunlaşmak üzere yola çıkan yumurta hücrelerinin sayısı kadının yumurtalık rezervini belirler ancak bu sayıyı artırmak mümkün değil. Normalde kaç yumurta hücresi yola çıkarsa çıksın sadece 1 tanesi olgunlaşırken, tüp bebek tedavilerinde, yola çıkan tüm yumurta hücrelerinin olgunlaşması hedeflenir. Her ay olgunlaşmak üzere yola çıkan yumurta sayısını artıramayız, ancak ilaçlarla olgunlaşmış yumurta sayısını artırabiliriz.
Aile öyküsünde erken menopozu olan, sigara içen, kanser tedavisi (radyoterapi, kemoterapi) alan veya yumurtalık (over) ameliyatı geçiren kadınlarda, yumurtalık rezervi daha hızlı azalır. Yumurtalık rezervi azalan hastalarda adet düzensizlikleri, tekrarlayan düşükler gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Kan tahlillerinde follikül stimülan hormon (FSH) ve östrojen (E2) artar, Anti-Müllerian Hormon (AMH) azalır. Yumurtalık rezervini belirlemek için en güvenilir yöntem, adetin ilk günlerinde yapılan vajinal ultrasonda gelişmeye aday folliküllerin (antral follikül, AF) sayısının hesaplanmasıdır.
Azalmış over rezervine sahip kadınların doğal yolla gebe kalma şansı azalmıştır. Bu durumda en uygun yaklaşım tüp bebek tedavisidir.